Zor zamanların kahramanları…Din öğretiminin yasak olduğu bir dönemde durumdan vazife çıkardılar. Kimse yoksa biz varız diye ortaya çıktılar. Hapislere, sürgünlere, idamla yargılanmalara rağmen vazgeçmediler.İman, İslâm, Kur’an istikametinde yollarına devam ettiler. O günkü yönetimlerin bıraktığı boşluğu var güçleriyle doldurmaya çalıştılar. Geriye örnek hayatlar, ibretlik çabalar kaldı.Bugün bize düşen, o yaşanmışlıkları güncellemek ve hatıralarını unutturmamaktır.İcabında birini daha çok sevmek elbette güz

Çırpı, onları uçabilecek duruma gelene kadar kanatlarının altında korudu. Gagasıyla yiyecek taşıyıp besledi. Yavrular kanatlanınca uçma denemeleri yaptılar. Bir, iki, üç derken uçmayı öğrendiler.

Fetihler sultanı Gazi Fatih, ömrünü at sırtında, cihat meydanlarında geçirdi, büyük devlet kurma ülküsüne sahipti. Devleti için yaşadı; rahat etmeyi kabre bıraktı, hep seferdeydi. Genç yaşta tahta geçti, 28 defa kuşatılmış, alınamamış İstanbul’u fethetti, Peygamberimizin (sav) övdüğü gazi hünkâr oldu. Fetih sırasında havan topunu icat etti, bir gece 72 gemiyi karadan yürüttü. 32 senelik hükümdarlığı sırasında 25 sefer yaptı, 964 bin metre karelik Osmanlı topraklarını 2.214 bin metre kareye çıkardı, Osmanlı

Elinizdeki kitabı bir büyüğe sunuyor olmamdan dolayı çocuk okurlarımın beni hoş görmelerini dilerim. Bunu yapmamın çok önemli bir nedeni var: O, benim dünyadaki en iyi arkadaşım. İkinci nedenim de şu: Bu adam her şeyi anlıyor, çocuk kitaplarını bile... Üçüncü bir nedenim daha var: Fransa'da yaşıyor şu anda, aç ve üşüyor. Biraz yüreğinin ısıtılması ona iyi gelir. Eğer bütün bu nedenler yine de size yeterli gelmiyorsa, o zaman ben de bu kitabı onun çocukluğuna armağan ederim. Bütün büyüklerin bir zamanlar

Dikkatli ol, demişti, Kalbin su toplayabilir, onun hikâyesi bildiğin hikâyelerden değil. Esrarengiz kelimesinin anlamını bütün bu satırları yazmaya başladıktan sonra kavradım. Sonra civanmert kelimesi girdi düşlerime ve böylelikle hikâye başladı. Öyle bir hikâye ki binyıllarca Civanmert' in heybesinde savaşları, rüyaları, rivayetleri ve esrarengiz olayları eksiksiz bir şekilde bugünlere taşımış. Sonunda da benim muradım olmuş. Civanmert, dualarımda adını anıyorum, buna hakkım var mı? Civanmert, çorbandan bi

Bir kanat istiyorum… Alsın beni hayallerimin şehrine taşısın. Denizler, dağlar, ovalar, ırmaklar atlatsın bana. Masal bekleyen yüreklere, yola bakan gözlere umut olsun. Bütün çiçeklerden kokular ve renkler alıp rüzgâra karıştırayım. Beyaz, siyah, sarı hiç fark etmez tüm çocukları kucaklıyayım. Masalın dili ortak, masalın tadı ortak. Her pencereden süzülür, her çocuğa fısıldar. Uykulu gözleri alarak yanına, takar tüm çocukları koluna, taşır tatlı mı tatlı yolculuklara. Masal yoksa gecelerde üşür çocuklar

“Allah’ım ne ürkütücü bir ses…, deyiverdi. Ne kadar da rahatsız ediciydi!” “Hâlâ susmamıştı siren sesleri!..” Bu sesler… Bu seslerin nedeni neydi? “Ve hemen ardından gelen o korkunç ses. Tüm o sessizliği yararak çıkan, yürekleri çatlatan o uğultu. Ve yerin bağrındaki her şeyi dışarı atıyordu” Bir ses nasıl böyle güçlü olabiliyordu? “…bir ses daha geldi sanki kendisine çağıran. Sanki tenefüs bitmişti de sınıfa koşacakmış gibi hissetti. Son kalkacak otobüsün kornası gibi. Ya da son kalkacak olan vapurun so

Onunla güzelleşti Onunla gönüllerde iman pekişti. Hiçbir şeytan çalamadı kutsallarımızı. Allah ve Resulullah aşkı sardı masum sineleri. İbadet şevkiyle coştu gönüller, İyilik yarışında büyüdüler. Büyüklere örnek oldular. Sevgi dolu olmanın huzuruyla kanatlandılar. Öğretmenin Not Defteri bir tohum gibi düştü kalplere. Aydınlık kalpler muhteşemleştiler. Artık o bir kitap adı olmayı çoktan aştı ve bir manevi bahar Nesimi gibi tüm dünyayı dolaştı. Şimdilerde 40 yaşında, ama yorulmadı; dördüncü nesli

Onunla güzelleşti Onunla gönüllerde iman pekişti. Hiçbir şeytan çalamadı kutsallarımızı. Allah ve Resulullah aşkı sardı masum sineleri. İbadet şevkiyle coştu gönüller, İyilik yarışında büyüdüler. Büyüklere örnek oldular. Sevgi dolu olmanın huzuruyla kanatlandılar. Öğretmenin Not Defteri bir tohum gibi düştü kalplere. Aydınlık kalpler muhteşemleştiler. Artık o bir kitap adı olmayı çoktan aştı ve bir manevi bahar Nesimi gibi tüm dünyayı dolaştı. Şimdilerde 40 yaşında, ama yorulmadı; dördüncü nesli

Onunla güzelleşti Onunla gönüllerde iman pekişti. Hiçbir şeytan çalamadı kutsallarımızı. Allah ve Resulullah aşkı sardı masum sineleri. İbadet şevkiyle coştu gönüller, İyilik yarışında büyüdüler. Büyüklere örnek oldular. Sevgi dolu olmanın huzuruyla kanatlandılar. Öğretmenin Not Defteri bir tohum gibi düştü kalplere. Aydınlık kalpler muhteşemleştiler. Artık o bir kitap adı olmayı çoktan aştı ve bir manevi bahar Nesimi gibi tüm dünyayı dolaştı. Şimdilerde 40 yaşında, ama yorulmadı; dördüncü nesli

Harfler birleşerek kelimeleri oluşturuyor. Kelimeler cümleleri, cümleler paragrafları, paragraflar hikâyeleri… Hikâyeler de hayatlarımızı... Her şey, bir güvercinin ayağına bağlanmış kâğıtta saklı olabilir. Belki de bir gencin anlattığı hikâyelerde… Peki, hangisi gerçek; yaşananlar mı, yazılanlar mı? Romanımızın kahramanı, hayatında bir kırılma anı yaşar. Bir anda her şeyi geride bırakarak bir yolculuğa çıkmaya karar verir. Çıkılan içsel yolculuk, bu yolculukta kazanılan farkındalık, alışık olmad

Kelimelerinin boğazına takıldığı oldu mu hiç? Yutkundukça biriktiğin, biriktikçe anlatamadıkların mesela… Anlaşılmadığında kaçışların oldu mu hayallere? Her an takipte misin?/Ve bir gün, bir sürü bilinmeyenin içinden topladığın sorulardan kaçıp özgür olmak istedin mi? Ne ki özgürlük?/Arkadaşlarınla uzun bir yolculuğa çıkmak için aileni ikna edebilir misin? Sırlı bir diyar Dacinya!/Heyecanlı, macera dolu bir yarışmada olmak ister misin?/Kararlar, sorular, ardı ardına gelen etaplar… Bir mağara… Karanlı

Has kullar her şeye adınla başlar Gönüller huşuda, secdede başlar Sefere çıkarsa eriyle başlar Zaferi onlara âsân eylersin.

Hidayet ya da dalâlet, insanın ilmi nerede kullandığı ile ya da nasıl kullandığı ile doğru orantılıdır. Bir neşter, doktorun elinde hayat kurtarırken, bir caninin elinde can almaktadır. Bu sebeptendir ki Allah’ın cahil dediği kişi ya da toplum, bilgiye sahip olduğunda o ilim ifsadın aracı olur ve cahilliğin artmasına sebep olur. O gün yaşanan çağdaş cahiliyedir. İlim, Allah erinin, hidayet erinin elinde olursa o takdirde hayrın ve güzelliklerin aracı olur. İlim, insanlığın ihya aracı olur. Bugün ilim, m

Neden Hikâye Anlatırız? İster mağaralarda ister şehirlerde yaşayalım, hikâye anlatmak, iletişim kurmanın en doğuştan gelen, en içgüdüsel ve önemli şeklidir. Hepimiz hikâye anlatırız. Günümüzün hikâyesi, hayatımızın hikâyesi, iş yeri hikâyeleri... Hikâyeler, kendilerine has sihirli dili ve kurgusuyla ortak insani yönlerimizi yakaladığı ve zihnimizin savunma mekanizmalarını yumuşakça aştığı için çok etkilidir. İşte bu yüzden biz en çok hikâyelerin dilinden anlar ve onun diliyle anlatırız Hikâyeler ve masal

“Büyüyebilmek için hayallerimden vaz mı geçmeliyim?” * Kara kutunun gizemini çözmek zorundalar! Başka çareleri yok. Bir tarafta kaygılar, dersler, arkadaşlık ilişkileri ve gerçekler; diğer tarafta hayalleri var. Bir seçim yapmaları gerekiyor. Çünkü dedelerinin hayatı onların seçimine bağlı. Korku, endişe, ümit, sevgi, dostluk ve merak üzerine aradığın her şey bu sayfalarda… Efsunlu bir kitap bu: Hikâye içinde hikâye, hayal içinde hayal var. Kimi gerçekten öte, kimi sahi mi sahi… Sonunu asla tahmin ed

Bir gün yanlışlıkla bir yaş ağacın gövdesine balta ile vurmuştu. Ağacın gövdesinden sicim sicim gözyaşları akmaya başlamıştı. “Oyy, kurban olduğum ağaç! N’olur affedesin, bilmeyerek, istemeden oldu gerçekten. Affedesin n’olur?” Hemen bir bezle baltanın kestiği yeri sıkıca bağlayarak yarasını sarıverdi. Tekrar tekrar özür dileyerek okşayıp dualar etmişti ağaca. İşte o günden sonra, canlı ağaçları incitmemek için baltanın ağzını bir bezle bağlamaya karar vermişti. Nerede kuru bir odun görse orada bezi çı

“Hayallerime nasıl sahip çıkabilirim?” Uzun bir yolculuk bu. Önlerine çıkan engelleri aşmalılar. Yedi dağın ardında onları bekleyen sırra ulaşmalılar ve hayatta kalmalılar. Birbirini takip eden şifreler, konuşan ağaçlar, kılavuz kuşlar ve iyi ile kötü arasında gidip gelen duygular… Kara Kutunun gizemi artık çözüldü, şimdi sıra Anka’nın Anahtarını bulmakta… Efsunlu bir kitap bu: Hikâye içinde hikâye, hayal içinde hayal var. Kimi gerçekten öte, kimi sahi mi sahi… İste! Sev! Öğren! İnan! Güçlü ol! Korkma

"Bilgi Çağı" olarak nitelendirilen günümüzde, daha çok bilgiye hızlı bir şekilde ulaşmak, onu doğru anlamak, yorumlamak ve etkin kullanmak son derece önem kazanmaya başladı. Özellikle öğrencilerin ders çalışırken okuduklarını anlamaları ve daha çok kitabı daha kısa zamanda okuyarak zamanı en iyi şekilde kullanıp sınavlara hazırlanmaları; başarı seviyesini artan oranlarda etkilemektedir. Bu kitap; anlayarak okuma hızınızı 2-3 kat geliştirmek amacıyla: • Çeşitli görsellerle • Uygulamalı egzersizlerle •

Günümüzde, "az hareket çok ekran sendromu" gençlerde ve çocuklarda dikkat ve odaklanma açısından üzerinde durulması gereken en önemli konular arasında yer almaktadır. Doğa, dikkat gelişiminde tüm duyulara dokunan eğitimi mümkün kılar ve eğitimciye bu alanda çok çeşitli materyaller sunar. Çocukların doğada vakit geçirmelerini sağlamak doğaya karşı duyarlılık kazanmaları açısından çok önemlidir. Özellikle kalabalık yerleşim merkezlerinde bireysel olarak çocuklarımızı doğayla buluşturmak sanıldığı kadar kolay