Ehl-i Kitab denilince, kendilerine semavi kitap verilen yahudi ve hristiyanların anlaşılacağı malumdur. Ehl-i Kitab konusu, son yıllarda üzerinde ısrarla durulan gündem maddeleri arasında önemli bir yer tutmaktadır. Bu noktada Ehl-i Kitab?ın müslümanlar karşısındaki konumu, cennetlik olup olmadıkları gibi hususlar başta tartışılan konulardır. Elinizdeki eser, Kur?an ayetlerinden hareketle Ehl-i Kitab konusuna açıklık getirmeye çalışmaktadır.

Hâlık ile mahluku ayırıcı en kalın çizgi yaratma kavramıdır. Bu mefhumlar iyi kavranılmadığı zaman bir çok iltibaslara meydan verilmekte, hâlıkın hukuku ile mahlukun hukuku birbirine karıştırılmaktadır. Eserde, Allah´tan başka yaratıcı bir ilah ve mabud olmadığı, zât-ı A´lâ´nın bu bediî sıfatının Kur´an´da nasıl ve ne anlamlara kullanıldığı, netice itibariyle de herşey ve herkesin varlığını muhtaç olduğu zât´a ihtiyari ve ızdırârî kulluk etmekle görevli olduğu hususları ayrıntılı bir şekilde ortaya konulmak

Kuran kıyamet gününde insanların leh veya aleyhlerine hüccet olacaktır. Bu itibarla semavî bir vesîka ve ilahî bir rehber olarak onlara yol gösteren her türlü açıklamayı ihtiva eder. İşte bu beyan şekillerinden birisi de Kur?ân?ın temsiller getirmesidir. Temsili anlatım, Allah´ın insana anlayabileceği bir dille hitap etmesinin tezahürüdür ve Kur´ân´ın insana yönelik ve onu kuşatan bir kitap olmasının göstergesidir. Kur´ân, bu temsiller aracılığıyla ilahî olanı beşeri alanda ifâde etmektedir.