“Sevgili dostum anlasana çok güzelsin. Bir bataklığı bile değiştirecek kadar özelsin. Hem çamurda yetişsen ne çıkar! Duymuyor musun? Mis gibi bir kokun var senin. Nicedir çare bulamadın diye üzüldün ama Bak asıl çare senmişsin.’’ Bu kitapta; yaşadığı bataklığı güzelleştirmek isteyen ve aslında kendi güzelliğinin farkında olmayan bir lotusun hikâyesi anlatılıyor. Lotus bataklığı güzelleştirmek için lavantadan ve filden yardım istiyor. Daha sonra oraya gelen Ressam Zürafa, yaptığı tabloyla, lotusun

Biliyor musun annem, babam, dedem, anneannem, babaannem, kedim, arkadaşlarım daha doğrusu etrafımdaki herkes ama herkes beni çoook seviyor. Ben de onları çok seviyorum. Bunu biliyorum, hissediyorum. Ama beni, seni ve dünyadaki herkesi çok seven birini daha biliyorum. Hazır mısın? Aç kulaklarını dinle, söylüyorum…

“Kaplumbağa her pazar olduğu gibi yürüyüşe çıkmıştı ormanda. Tabi en değerli oyuncağı; kırmızı balonu da yanında. Bulutları seyrederken ayağı taşa takılınca, Hop diye yuvarlandı yolun kenarına. Kırmızı balonun ipi elinden kaçınca, Takılıverdi balon bir ağaç dalına. İşte bu yüzden üzgündü kaplumbağa. Balonunu kurtarmanın bir yolu var mıydı acaba?” Merhaba küçük okur! Bu sorunun cevabını merak ettiysen Haydi, çevir sayfaları şimdi! Çünkü cevap, elinde tuttuğun kitapta gizli.

Merhaba, Kaksüspüs’tür benim adım. Bir çeşit kaktüsüm yani, çölde yaşarım. Bakıp da aldanmayın sivri dikenlerime, Aslında kalbim yumuşacıktır, bu böyle biline! Ama bir problemim var benim, Dokunuyor sinirime. İşte bu yüzden basıyorum çığlığı Haydi sen de kulak ver sesime!