Artık ekonomilerin kaderini sermaye belirliyor ve sermaye sınır tanımıyor. Küreselleşme dediğimiz de bu. Küreselleşme olgusu kültür ve politika çerçevesinin dışında asıl ekonomide geçerli. Sermayenin tek ve küresel bir mantığı var ve buna da şimdilik herkes uymaya mecbur. Tüm ülkelerde amaç sermayeyi ürkütmemek ve ekonomilerini dünya ekonomisine entegre hale getirebilmek. Dünya küreselleşirken Milliyetçilik de şu talebe çözüm bulmalıdır. Yeni oluşan bu dünyaya anlam kazandırmak ve yıkılan toplumsal dengele

Bu kitap, temel bir tezin ötesinde, Tanzimat´tan günümüze, ideolojik, anayasal, toplumsal ve kültürel değişim ve dönüşüm evreleri üzerine bölümsel değerlendirmelerden oluşmaktadır. Kitabın bir diğer öğeside, kapsadığı dönemler ve içerikler itibarıyla aslında yakın dönem bir Türkiye Tarihi üzerine notlardır. Bu notlarda, bir süredir ders vermekte olduğum Boğaziçi Üniversitesi´nde, Cumhuriyet Tarihi dönemi üzerine yapılan kişisel çalışmaların belki bir bileşkesidir.

Ülkemizde hemen hemen herkesin doğru veya yanlış değerlendirmeler yapıp kendisine göre çözümler ürettiği bir alan da Dış Politika´dır. Siyasi kurumların kendi dünya görüşlerinin bakış açısı ile bakarak uluslararası dengeleri ve gelişmeleri doğru tesbit ve analiz edememeleri hem yeni açılımlara engel olmakta hem de statükonun devamı dışişlerinin bürokrasisine veya askerlere bırakılmaktadır. Uluslararası gelişmelerin baş döndürücü bir hızla ülkeleri etkisi altına aldığı bir dönemde bulunduğu coğrafyada hareke