On yedinci yüzyıl Osmanlı dönemi tasavvufunun en çarpıcı simalarından biri olan Niyâzî-i Mısrî, yalnızca bir şair değil derin irfan
sahibi, hakikat yolunun cefakâr yolcusu, zamanının ötesine seslenen bir gönül eridir. Elinizdeki eser, onun hayatının anlatıldığı bir
risale (Hâl Tercemesi) ile kendi kaleminden dökülen dört kıymetli risaleyi (Usul-i Tarikat ve Rumuz-ı Hakikat, Şerh-i Esmâ-i Hüsnâ
Aşera, Etvar-ı Seb’a, Risale-i Vahdet-i Vücud) hem asıl metinleri hem de sadeleştirilmiş ...