Okumak başkasının zihninde yürümek midir, yoksa kendi düşüncemizin başlangıç noktası mı? Yazmak, kalemin gölgesinde oyalanmak mı, yoksa özgün bir sesin doğuşu mu?
Arthur Schopenhauer, keskin zekâsı ve ironisiyle, okur-yazar-düşünür üçgenini sorguluyor. Kimi zaman okumanın bağımsız düşünceyi körelttiğini, kimi zaman kötü kitapların iyi olanı boğduğunu söylüyor. Ama aynı zamanda iyi okumanın, yazmanın ve kendi başına düşünmenin yollarını da işaret ediyor.
Bu kitap, Schopenhau ...