Kadın/erkek ikilemini düşünmeye başladığımız anda, yasa ve geleneğin insanlığa "miras" bıraktığı bir ikili hiyerarşik yapı ile karşı karşıya kalırız. Jacques Derrida'nın deyimiyle sözmerkezci bu gelenek, tarihsel süreçte kadının ve dişil olanın sistem dışına itilmesiyle inşa edilir ve yapısöküm, ötekine ve dişil olana yaratıcı bir alan açar. Yazıda dişil unsurlardan yola çıkan Hélène Cixous "eril" tarihin ve geleneksel yapının kadını ideolojilere, dilsel yapılara ve güç ilişkilerine hapseden gel ...