Ak toprağın bağrında o görkemli hayatın anıları kalmıştı yalnız.
Zaman hasretti zaferlere. Bir vurdumduymazlık, bencillik ve soysuzluk duygusu sarmıştı ortalığı. Manâya uzak beyinler yalnız maddeye açıyordu kollarını. Benlikteki öz, yürekteki köz gitmişti.
"Türküm" diyen söz de gitmişti neredeyse. Ipıssızdı yüce ülkülerin koyağı... Ve onlar geldiler mavi türküleri ile, kutlu ülküleri ile. Bir avuçtular önceleri. Durmadan, dinlenmeden, yılmadan çalıştılar ülküleri için. Ve, mily ...