Toplumsal cinsiyet adaletsizliğinin ve ailenin ataerkil yapısının farkında olan düşünürler bile, aile yaşamının özünün adaletin üstünde veya ötesinde olduğu gerekçesiyle adaleti sevgi dolu ilişkiye yönelik bir tehdit olarak görmüşlerdir. Aile içi yaşamda adalet talebinin aileleri kendilerine özgü sevgi dolu karakterinden mahrum bırakacağına inanılmıştır. Müzakere edilmiş düzenlemelerin soğuk egoizminin, aileyi ayakta tutan sevgi bağlarının yerini alması durumunda ailenin dağılacağı iddia edilmiş ...