Bir gazetenin kapısından adım atan her gazeteci “gazetecinin mesaisi olmaz” sözlerine aşinadır. Aslında bu söz, çoğu zaman maaşını asgari ücret düzeyinde alan, onu da zamanında alamayan, sigortasız çalışan, kıdem tazminatında işverenin eline bakan, izinlerini kullanamayan, genellikle mesai saatlerini aşan çalışma şartlarına uymayan basın işletmelerinde sömürüyü gizler. Belki de açıkça dile getirilir, gazetecilikte gözü olanın ne iş yaptığını bilsin diye. Yazar tam da bu kitapta, gazetecilikte bo ...